“Çocuklar çalışmayı
sevmezler” diye söyleniriz. Halbuki
hatalıyız. Çocuklar neşe doludurlar, enerjiklerdir. Tembel
değildirler.En önemlisi öğrenirken eğlenmek isterler.
Biz ise çocuklara
öğrenmeyi öğretmez; sürekli baskıyla, zorlamayla öğrenmelerini beklersek
elbette ki çalışmaktan zevk almazlar ve başarısız olurlar. Bu başarısızlık
sırayla cezayı, mutsuzluğu, araya duvarlar örmeyi getirir. Sonuç mu? Elbette
tatilleri bile eziyet halinde geçen mutsuz çocuklar...
Karneleri düşük
notlarla dolu olan çocuğunuz olabilir. Sürekli çalış demiş olabilirsiniz. Çoğu
zaman söylemler işe yaramaz. Peki nasıl çocuğuma çalışkan olmayı aşılayacağım?
Öncelikle
atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir.” Sözünü unutmamamız gerekir. Evlat
yetiştirmek kolay olmadığı gibi, ne kadar erken yaşta eğitime başlarsak o kadar
işimiz kolaylaşır. 14-15 yaşlarındaki çocuğa çalışkan olmayı oldukça zor
öğretebiliriz. Hatta çalışkan olmak bu yaştan sonra kalıcı olmayabilir.
Diğer bir faktör
güzel örnek olmaktır. Ebeveynlerinin çalışmayı sevdiğini gören çocuk da
çalışmayı sever. Bu nedenle çocuklarınızın yanında kitap okumaya, boş
durmamaya, hatta onları teşvik etmek için onların testlerindeki sorulara göz
gezdirmeyi unutmayın. Sizin meraklı
olmanız çocuklarda da merak uyandırır. Ayrıca
asla yapmadığınız davranışları ondan istemeyin.
Çocuklarla tatilde
birlikte test çözmenin de keyifli olabileceğini (Bunun aile içi yarışma gibi
taktikleri kullanabilirsiniz.), birlikte
kitap okuma saatiniz olabileceğini gösterin. Karnelerin simgesel oladuğunu
düşünün ve düşündürün. Çocuklarınıza karnelerin değil, öğrendiklerinin ömür
boyu kalıcı olacağını söyleyin ve buna siz de inanın. Gerçekten öğrendiklerinde
hem karnelerinin güzel hem de bilgilerinin fazla olacağını ifade edin. Bu
düşünceler çocukların üzerindeki baskıyı azaltır. Birlikte tiyatroya gidin ve
daha sonra bunun hakkında yorumlaşın. Onların kelime dağarcıklarının
ufuklarının gelişmesine yardımcı olun.
Yeni dönem için
birlikte kararlar alın. Hedefler belirleyin ve hedeflerin ödülleri, cezaları
olsun. Unutmayın ki cezalar her zaman aşağılayıcı incitici olmak zorunda
değildir. Mahrum bırakma da ceza olabilir.
Telafisi en zor
olan çocuklarınızın kalbine dokunabilmektir. Siz onlara adımlarınızı atın.
Onlar size koşmak için can atacaklardır. Akademik başarısızlık telafi
edilebilir de araya örülen duvarlar öyle kolay kaldırılamaz. Çocuğunuzun
psikolojik başarısının çok daha önem arz ettiğini unutmayın.
Neşe dolu
çocukların nice başarılara imza atması duası ile...