Ivan Illıch'in Okulsuz Toplum adlı kitabını halen yazmakta olduğum kitabıma ilham olması niyetiyle sınav haftama rağmen tekrar elime aldım. Ancak Illıch bana bloğuma konu seçmemde ilham kaynağı oldu. Kitap okulsuz bir toplumu anlatırken okulun ne gibi olumsuz etkileri olduğunu savunuyorken ben bu etkilerin minimize edilmiş günlük hayattaki örneklerinden bahsedeceğim.
Okulsuz bir toplum düşüncesi her ne kadar ideolojik olarak konuşulsa da bunun uygulamaya geçmesi hayli zordur ve okul sosyalleşmeye yardımcıdır. Bunun aksine ise okulsuzluk eğitimsizlik demek değildir. Çocuklar okul harici hayatlarında da farklı öğrenmelerle karşılaşabilirler. Önemli olan bu öğrenmelerin fayda sağlıyor olmasıdır. Okul ve sınıf içinde öğrenciler için yapılması gereken aktivitelerin neler olduğu eğitimcilerin uzmanlık alanı olup, bu konuyu daha fazla dallandırmadan ebeveynlerin yapması gerekenlerden bahsedelim.
Okullarda birbirleri ile yarış halinde olan ve başarılı olmak için aynı öğretileri aynı şekillerde yapmak zorunda olan çocukların eğitimden ne kadar soğuduklarını ve eve geldiklerinde ne kadar bezmiş oldukları bilinen bir gerçektir. Ne yazık ki bu çoğu ailede eve gelen çocuğun artık kendini derse ve eğitici herşeye kendisini kapatması anlamına geliyor. Çoğu çocuk hayatı boyunca kullanacağı bilgileri öğrenmek yerine zamanını çoğu eğitici olmayan oyunlarla harcıyor. Bir de madalyonun diğer yüzü: baskıcı aileler... Onlar çocuklarını başarılı olmaları için var güçleriyle zorlar ve ortaya sosyalleşemeyen, hayatlarındaki anlamlı tek şey kağıt kalem olan çocuklar çıkar.İki durumda hastalıklıdır. Birinde sorumluluk almak istemeyen hatta zamanla sorumsuz, diğer durumda ise asosyal gençler yetiştirmiş oluruz.
Halbuki amaçladığımız yeterli teorik bilgiyi hayatlarına entegre etmiş bireyler yetiştirmektir. Bu amaca ulaşmak için tep tipleşmeye neden olan eğitim sisteminden sıkılmış çocukları eğlenceli ve eğitici aktivitelerle harmanlamak gerekir. Çocukları bu aktivitelerle baş başa bırakmak onların amaçtan sapmalarına neden olmakla birlikte yeterli rehberliği alamamalarına da sebep olabilir. Bu nedenle kendilerine rehberlik yapacak bireylerle birlikte çalışmalar yapmak onların daha hızlı eğitim almalarına yardımcı olur.
Örneğin resim dersinde ana ve ara renkleri öğrenen öğrencilerin bunları not etmesi tamamen teorik bilgidir. Teorik bilgi ise çok çabuk unutulur. Bilgilerin daha kalıcı olması için, uygulanması, çocukların farkındalığını arttırmak için ebeveynleri olarak çocuklarınızla birlikte resim yapın, renkleri karıştırın, onların renkleri ana ve ara olarak ayırt etmelerinin keşfini izleyin.
Ya da başka bir örnek... Kelime hazinesi zayıf öğrenciler için kitap okuma egzersizleri yaptırılır. Evet kitap okumanın birçok faydasından biri de budur. Ancak çocuk kelimelerle daha haşır neşir olması için hikaye yazma, günlük tutma, kelime oyunu oynama gibi etkinlikler de yapılabilir.
Mutfakta yemek yaparken "içeriye geç ve ben yemeği hazırlayana kadar televizyon seyret" sözcükleri çoğu evde yankılanır ancak mutfakta suyun kaynamasını seyreden bir çocuğa siz fen dersini sevdirebilirsiniz. Çocuğun bunu gözlemleyerek tecrübe etmesi başıboş bir şekilde televizyon kanalları arasında dolaşmasından yeğdir.
Düzenli ve planlı okul eğitiminin üzerine ilgi duydukları, merak ettikleri, sizlerin rehberliğinde dokunup teneffüs edebildikleri öğretileri çok daha kalıcı bir şekilde hafızalarına yerleştiren çocukların; sizlerin tüm plansız eğitmelerinizi dahi beyinlerine çivi gibi çakabileceklerinden bahsediyorum. Belki Illıch'in birçok düşüncesine katılmama rağmen okul da gereksizdir diyemem ama emin olduğum bir şey var ki o da ebeveynlerin sevgi ve ilgisiyle merak ettiklerini çok daha verimli öğrenebilen çocukların varlığıdır. Bu bilgiler ışığında söyleyebileceğim son söz yetiştirdiğiniz çocukların sizlerin her hareketini kopyaladıklarının bilinci içinde davranışlarımıza daha fazla dikkat etmemiz gerektiğidir.
Sayfalar
31 Mayıs 2014 Cumartesi
17 Mayıs 2014 Cumartesi
Evrensel Çocukluk
Geçtiğimiz ay yaptığım umre ziyaretim dolayısıyla birçok farklı ülkeden çocuklarla karşılaştım. Farklı ülke çocuklarının birlikte oyunlar oynadıklarına şahit oldum. Aynı dili konuşamayan çocukların anlaşabilecekleri bakışlarla birbirlerine baktıklarını gördüm.
Bu gördüklerim bende "evrensel çocuk" kavramını beynimde şimşek hızıyla oluşturdu. Eğer her milletin ayrımını yapma yüzsüzlüğünü gösterebiliyorsak, "evrensel çocuk" kavramıyla da hatamızı bir nebze telafi edebiliriz diye düşünüyorum.
Evrensel çocuk dünyadaki her çocuğun istinasız gösterdiği davranışları sergiler. Tüm çocuklar gibi ilgiye sevgiye ihtiyacı vardır. (Aslında her insanın ilgi ve sevgiye ihtiyacı vardır.) Eğer siz onlara sevginizi ve ilginizi vermezseniz -aynı yetişkinler gibi- sizi bırakıp kendileriyle ilgilenecek, ilgilerini çekecek diğer uyarıcılara yaklaşacaklardır. Siz arkadaşlarınızla konuşurken çocuğunuz sizinle değil arkadaşlarıyla ya da yabancılarla ilgilenmeye başlayacaktır. Çocukların dünyayı algılaması açısından serbest bırakılması başka insanlarla iletişim kurması taraftarıyım. Ancak iyi bir ebeveyn her zaman çocuğu ile ilgilenir, arkadaşlarıyla konuşurken bile, gözünü çocuğundan ayırmadan... Siz ilginizi ve sevginizi taşa taşa verin, yeri gelince direkt yeri gelince dolaylı.
Farklı renkte farklı kültürden gelmiş ailelerin çocuklarıyla ilgilendiğimde ne dediğimi anneleri bile anlamasa da bana gülümseyen, el sallayan çocuklarla karşılaşmanın sizde oluşturduğu duygu durumu oldukça farklıdır. Gözden kalbe giden bir yol varsa o da budur. Elimdeki kitabı almak isteyen çocuğa bir el oyunu ve bir krakerle ilgisini dağıtmak bile mümkün. Bazen konuşmaya bile gerek kalmıyor.Öyle ki bu sadece davranışlarınız ve beden dilinizle eğitimin mümkün olduğu düşüncesini oluşturuyor. Kaldı ki kızdığınızda tehditkar cümleleriniz değil cezalarınız, davranışların önünde engeller olabilir. Çocuklarla konuşmak onlara doğru davranışları nedenleri niçinleriyle anlatmanın en güzel yöntem olduğuna inansam da, en etkili yol şüphesiz ki bu doğru davranışları sergilemek olacaktır. Sözleriniz önemlidir ancak yaptıklarınız daha detaylı akıllarda kalır. Daha çok davranışlara şekil verir. Her dünya çocuğu ise gördüğünü kaydeder.
Dünya üzerinde yaşam standartları farklı milyonlarca aile var. Maddi imkanı ne kadar yüksek olsa da kendini eğitememiş bireylerin çocuklarının da erdemli davranışlar sergilemekte zorlandıklarını gördüm. Bunun aksine maddi imkanı düşük olmasına rağmen eğitim ile kendileriyle birlikte çocuklarını da eğiten ailelerin varlığına şahit olmak zor olmasa gerek. Hangi davranışı neden yaptığını bilen, yaşıtlarına göre bilinçli çocukların ebeveynlerinin onlarla ilgilendiğini, onlara rehberlik yaptıklarını izledim. Eğer bir ülkede daha fazla mükemmele yakın bireylerin var olmasını hatta ve aksine artık globalleşmiş bir anlayışa sahip olmamız gerekir ki, dünyanın daha fazla yaşanabilir olması için mükemmele yakın bireylerle dolup taşmasını istiyorsak daha erdemli bireyler yetiştirmeliyiz. Bunun yolu da daha eğitimli olmamızdan geçiyor.
Evrensel çocuk kavramıyla birlikte "evrensel düşünebilen yetişkin" kavramını içselleştirmeli; bu kavrama uygun bireyler olmalı ve bireyler yetiştirmeliyiz. Bunun için doğan her çocuğun aslında bir dünya vatandaşı olduğunu bilmeli, buna layık yetişmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Gerektiğinde onlarla konuşarak; gerektiğinde davranışlarımızla örnek olarak; her zaman ilgi, sevgi ve bilgimizle...
Bu gördüklerim bende "evrensel çocuk" kavramını beynimde şimşek hızıyla oluşturdu. Eğer her milletin ayrımını yapma yüzsüzlüğünü gösterebiliyorsak, "evrensel çocuk" kavramıyla da hatamızı bir nebze telafi edebiliriz diye düşünüyorum.
Evrensel çocuk dünyadaki her çocuğun istinasız gösterdiği davranışları sergiler. Tüm çocuklar gibi ilgiye sevgiye ihtiyacı vardır. (Aslında her insanın ilgi ve sevgiye ihtiyacı vardır.) Eğer siz onlara sevginizi ve ilginizi vermezseniz -aynı yetişkinler gibi- sizi bırakıp kendileriyle ilgilenecek, ilgilerini çekecek diğer uyarıcılara yaklaşacaklardır. Siz arkadaşlarınızla konuşurken çocuğunuz sizinle değil arkadaşlarıyla ya da yabancılarla ilgilenmeye başlayacaktır. Çocukların dünyayı algılaması açısından serbest bırakılması başka insanlarla iletişim kurması taraftarıyım. Ancak iyi bir ebeveyn her zaman çocuğu ile ilgilenir, arkadaşlarıyla konuşurken bile, gözünü çocuğundan ayırmadan... Siz ilginizi ve sevginizi taşa taşa verin, yeri gelince direkt yeri gelince dolaylı.
Farklı renkte farklı kültürden gelmiş ailelerin çocuklarıyla ilgilendiğimde ne dediğimi anneleri bile anlamasa da bana gülümseyen, el sallayan çocuklarla karşılaşmanın sizde oluşturduğu duygu durumu oldukça farklıdır. Gözden kalbe giden bir yol varsa o da budur. Elimdeki kitabı almak isteyen çocuğa bir el oyunu ve bir krakerle ilgisini dağıtmak bile mümkün. Bazen konuşmaya bile gerek kalmıyor.Öyle ki bu sadece davranışlarınız ve beden dilinizle eğitimin mümkün olduğu düşüncesini oluşturuyor. Kaldı ki kızdığınızda tehditkar cümleleriniz değil cezalarınız, davranışların önünde engeller olabilir. Çocuklarla konuşmak onlara doğru davranışları nedenleri niçinleriyle anlatmanın en güzel yöntem olduğuna inansam da, en etkili yol şüphesiz ki bu doğru davranışları sergilemek olacaktır. Sözleriniz önemlidir ancak yaptıklarınız daha detaylı akıllarda kalır. Daha çok davranışlara şekil verir. Her dünya çocuğu ise gördüğünü kaydeder.
Dünya üzerinde yaşam standartları farklı milyonlarca aile var. Maddi imkanı ne kadar yüksek olsa da kendini eğitememiş bireylerin çocuklarının da erdemli davranışlar sergilemekte zorlandıklarını gördüm. Bunun aksine maddi imkanı düşük olmasına rağmen eğitim ile kendileriyle birlikte çocuklarını da eğiten ailelerin varlığına şahit olmak zor olmasa gerek. Hangi davranışı neden yaptığını bilen, yaşıtlarına göre bilinçli çocukların ebeveynlerinin onlarla ilgilendiğini, onlara rehberlik yaptıklarını izledim. Eğer bir ülkede daha fazla mükemmele yakın bireylerin var olmasını hatta ve aksine artık globalleşmiş bir anlayışa sahip olmamız gerekir ki, dünyanın daha fazla yaşanabilir olması için mükemmele yakın bireylerle dolup taşmasını istiyorsak daha erdemli bireyler yetiştirmeliyiz. Bunun yolu da daha eğitimli olmamızdan geçiyor.
Evrensel çocuk kavramıyla birlikte "evrensel düşünebilen yetişkin" kavramını içselleştirmeli; bu kavrama uygun bireyler olmalı ve bireyler yetiştirmeliyiz. Bunun için doğan her çocuğun aslında bir dünya vatandaşı olduğunu bilmeli, buna layık yetişmesi için elimizden geleni yapmalıyız. Gerektiğinde onlarla konuşarak; gerektiğinde davranışlarımızla örnek olarak; her zaman ilgi, sevgi ve bilgimizle...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)